Biri Saray önünde, diğeri Paris’teki Türk büyükelçiliğinde çekilmiş iki fotoğraf, Avrupa’daki bir suikast timi ve bağlantılarını açık bir şekilde ortaya koydu. Fotoğraflarda iki suikastçı, bir büyükelçi ve Saray var. Emri verenler, organize edenler ve tetikçiler aynı karede.
Haziran 2017. Brüksel’deki Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) binası önünde Mercedes Classe E marka siyah bir otomobil dolaşıyordu. Bir süreden beridir keşif faaliyetleri yapılıyor, istihbarat toplanıyordu.
14 Haziran günü KNK çevresinde en az üç kez tur atan araç, polis takibindeydi. Belçika polisi ilkin ciddiye almamıştı. Kürt yetkililer birçok kez şüpheli şahıslar konusunda uyarıda bulunmuştu. Teknik ve fiziki takip sonucunda olayın ciddiyeti anlaşıldı.
Araçtakiler KNK çevresinde keşif faaliyeti yaptıktan sonra, yakındaki tünele girdi. Peşlerine takılan polis, “aracın hızlı gittiğini” gerekçe göstererek durdurdu. İçeride üç kişi vardı. Polis, araçtakileri indirdi. Araçta kısa bir arama sonucunda, şüphelilerin kimlikleri bulunarak, fotoğrafları çekildi. Polis rutin bir yol kontrolü izlenimi veriyordu.
Suikast teşebbüsüne ilişkin bu soruşturma gizi yürütülüyor. Ancak dosyaya yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre, binlerce sayfalık bir soruşturma dosyası oluşturuldu.
ARAÇTAKİ SUİKASTÇİLER
Araçtaki üç kişiden birinin eski bir asker olduğu belirtilen Zekeriya Çelikbilek olduğu ve Fransız vatandaşı olduğu öğrenildi. 14 Mart günü Fransız Journal de Dimanche gazetesi de üç kişinin adını deşifre etmişti. Fransız vatandaşı Çelikbilek, araç durdurulduğu sırada altı ila yedi aydır Paris’in Argenteuil banliyösünde ikamet ediyordu. İkinci kişi Yakup Koç’tu. Üzerinde Türk polisi olduğunu gösteren bir kimlik tespit edilmişti.
ANF’nin elde edilen bilgilere göre Yakup Koç’un kod adı “Albay”. Brüksel’deki “operasyonun” organizatörlüğünü yapıyordu. Üçüncü kişi, Belçika’da yaşayan Kürt asıllı Hacı Akkulak.
Soruşturmacılar, Mercedes’in polis kontrolüne takılmasından iki gün sonra 16 Haziran’da tehdidin daha da belirginleştiğini fark ediyor. “Türkiye kökenli dört kişinin” Belçika’ya geldiği ve burada bir apartman dairesi kiraladıkları vurgulanıyor. İçlerinden biri “keskin nişancı.” Hedeflerinde KONGRA GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal ve KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar vardı.

ROL ALAN İKİ MUHBİR
Dosyaya yakın kaynaklardan elde ettiğimiz bilgilere göre, Belçika polisi araç durdurulduktan birkaç ay sonra bir operasyon gerçekleştirdi. Çelikbilek ve Yakup Koç gitmişti. Belçika polisi bunları sorgulamak yerine, casus ağının Belçika ayağını hedef almayı tercih etmişti. Baskınlardan biri Gent’te gerçekleşti. Necati Demiroğuları isimli Sakaryalı olduğu tahmin edilen bir Türk ile Akkulak’ın evleri arandı, birçok materyale el konuldu.
Bu operasyona götüren süreç Akkulak’ın itiraflarında gizli. Akkulak, kendisine yapılan muhbirlik teklifini kabul ettikten sonra olayın suikaste kadar vardığını anlayınca hem Kürt kurumlarını hem de Belçika polisini durumdan haberdar etti.
Akkulak’ı Türk suikast timine yönlendiren kişinin Necati Demiroğulları olduğu öğrenildi. Polis tarafından evine baskın yapılınca, Demiroğulları da bildiklerini itiraf etti. Demiroğulları’nın Yakup Koç’un damadı olduğu ve materyal destek sağladığı öğrenildi.
Her ikisinin itirafları, suikastçi timin özellikle Paris’teki Türk Büyükelçiliği ile yakın ilişkileri olduğunu gösteriyor. Hatta Çelikbilek’in Hacı Akkulak’a, özel bir görüşme sırasında Paris’te üç Kürt kadın devrimcinin katledilmesinde de rol oynadığını söylediği belirtiliyor. Zaten Belçika’daki bu soruşturma, Paris katliamına ilişkin yeni bir soruşturma açılmasına önemli katkı sağlamıştı. Mayıs 2019’da Paris savcılığının yeniden başlatmaya karar verdiği soruşturmada, katliamın emrini verenler ve suç ortakları hedefleniyor. Üç kadın devrimcinin aile avukatları katliamla bağlantılı Avrupa’daki geniş ve halen aktif olduğu düşünülen bir ağ olduğunu belirtiyor.
SARAY VE BÜYÜKELÇİLİĞİ GÖSTEREN FOTOĞRAFLAR
ANF’nin elde ettiği fotoğraflar, Belçika’daki suikast timini deşifre ederken, bağlantılarını da açık bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle Çelikbilek’in hem Türk Cumhurbaşkanlığı hem de Türk Büyükelçiliği ile yakın ilişki içerisinde olduğu göze çarpıyor. Fotoğraflardan biri, Çelikbilek ile Türk Büyükelçi İsmail Hakkı Musa arasındaki yakın bağa işaret ediyor. Bu karede kimliklerini tespit edemediğimiz iki kişi daha var. Fotoğraflar arasında büyükelçilik içerisinde çekilmiş iki kare var. Biri, basın açıklaması yapılan masada çekilmiş. Çelikbilek, bir diğer fotoğrafta Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sarayı’nın bahçesinde görülüyor. Üzerinde koyu mavi bir takım elbise göze çarpıyor. Başka bir fotoğrafta başında komando beresi dikkat çekiyor.
Yakup Koç’a ait fotoğraflar, 2008 ve 2011 yılları arasına ait. Bratislava yolunda çekilmiş bir fotoğraf ile Fransa’nın ünlü Mont Saint-Michel adasında çekilmiş bir fotoğraf tespit edilebiliyor. Birçok mekânda “turist” kılığında çekilmiş fotoğraflar dikkat çekiyor.





Yakup Koç’a ait fotoğraflar, 2008 ve 2011 yılları arasına ait. Bratislava yolunda çekilmiş bir fotoğraf ile Fransa’nın ünlü Mont Saint-Michel adasında çekilmiş bir fotoğraf tespit edilebiliyor.
Bu fotoğraflar suikast timinin Saray ve Türk Büyükelçiliği ile bağlarını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Belçika’da yürütülen soruşturma dosyasında da bu casus ve suikast ağının Avrupa’daki “eylemlerinin İsmail Hakkı Musa tarafından koordine edildiğine” işaret ediliyor.
TETİKÇİLERİN KOORDİNATÖRÜ İSMAİL HAKKI MUSA
İsmail Hakkı Musa, üzerindeki şüphelerin daha da güçlendiği bir dönemde, görev süresinin dolduğunu açıkladı. Yerine Türkiye’nin Tunus büyükelçisi geçecek.
9 Şubat 2013’te PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Kürt gençlik hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in başlarına üçer kurşun sıkılarak katledilmesi ardından, ilk günden itibaren tüm izler Ankara’yı işaret ediyordu. Yürütülen soruşturma, ortaya çıkan belgeler, tanıklıklar ve itiraflar, suikastların MİT tarafından organize edildiğine kesinlik kazandırdı.
İsmail Hakkı Musa da son birkaç yıldır şüpheliler arasındaydı. Bir dönem MİT başkanlığına vekalet eden ve daha sonra MİT’in iki numaralı ismi olarak devam eden İsmail Hakkı Musa’nın Paris’e atanması, casus ağları ve suikast teşebbüslerinin yoğunlaştığı bir döneme denk geliyor.
Musa, 1980’li yılların sonlarında Fransa’da üniversite eğitimi görmesi için gönderildi. Sonra da farklı düzeylerde görevler aldı. 1 Kasım 2011’de Brüksel Büyükelçisi olarak atandı, ancak uzun sürmedi. Ekim 2012’de merkeze çekilerek, MİT müsteşar yardımcılığına atandı. Brüksel’deki bir yıllık süre içerisinde özellikle Türk camileri, dernekleri, selefiler ve ırkçı oluşum ülkücülerle yoğun temas içerisinde olan İsmail Hakkı Musa, Belçika istihbaratının da dikkatini çekmişti.
Musa, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın seçimlerde aday olmak için istifa etmesi üzerine, 10 Şubat 2015 tarihinde MİT Müsteşarlığı’na vekaleten atandı. Bu görevini 10 Mart 2015 tarihine kadar devam ettirdi.
Musa’nın MİT sorumluluğu yaptığı dönemler ile Brüksel ve Paris’e büyükelçi olarak atandığı dönemler, MİT’in sorumlusu olduğu ağır suçların işlendiği dönemlere denk geliyor.
MİT’in Tırlarla sevkiyat yaptığı silahlardan birkaç ay sonra, Musul Konsolosluğu’nda DAİŞ ile yapılan pazarlığı Musa yürütmüştü. Resmî açıklamalara göre DAİŞ konsoloslukta 50 dolayında Türk’ü rehin aldı ve bunlar Türk devletinin “başarılı” operasyonuyla serbest bırakıldı. Ancak daha sonra ortaya çıkan birçok belge ve tanıklık, Musul’da DAİŞ ile pazarlık yapıldığını gösteriyordu. DAİŞ’in Musul’u işgal ettiği sırada yaşanan bu olayı çözme görevi Musa’ya verilmişti. 2014 yılının başında, DAİŞ tehdidi altında olduğu iddiasıyla Suriye topraklarındaki Süleyman Şah türbesinin taşındığı sırada MİT’in iki numaralı ismiydi.
Musa, Temmuz 2016 darbe girişiminden sadece dört ay sonra Paris’e büyükelçi olarak atandı. Musa’nın büyükelçi atandığı dönem aynı zamanda Türk devletinin, camiler dahil birçok alanda istihbarat örgütlemesini güçlendirdiği bir dönemi ifade ediyor. İsmail Hakkı Musa’nın Paris’teki büyükelçiliğe taşınmasından bir ay kadar sonra, Paris katliamının tetikçisi Ömer Güney’in 17 Aralık 2016’da cezaevinde şüpheli bir şekilde ölmesi de dikkat çekti.
Maxime Azadi